BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİNDE SURİYE
ABD Dışişleri bakanlarında Rice’nin açıkladığı BOP için 22 ülkenin sınırları değişecek dediği günden beri Tunus’tan başlayarak Libya, Mısır ve Irak tarumar edildiği gibi İsrail’in Yinon planı gereğince Filistinlilerin bölgeden temizlenmesi ardından da en büyük destekçisi Suriye’nin bertaraf edilmesi gerekiyordu.
2011 yılında yanılmıyorsam Kamışlı’da başlayan gösteriler zorla bastırılmış arkasından nasıl olduğu fazlaca kamuoyunca bilinmeyen bir göç dalgası ülkemize doğru yöneldi. Suriye İç Savaşı, Rusya ve ABD başta olmak üzere diğer ülkelerin de katılımı ile aynı zamanda bir vekalet savaşı haline geldi ve DAEŞ ve PKK gibi terör örgütlerinin ülke topraklarında zemin kazanmasına yol açtı.
2014’ten itibaren DAEŞ Suriye’de toprak ve güç kazanmak için kaostan ve istikrarsızlıktan yararlandı. Örgüt, sivillere karşı acımasız saldırılar gerçekleştirdi ve kontrolü altındaki bölgelere kendi katı şeriat yönetimi yorumunu dayattı. Ayrıca DAEŞ, Avrupa da dahil olmak üzere diğer ülkelere yönelik saldırılar düzenlemek için Suriye’yi bir üs olarak kullandı. 2015 yılından itibaren ortak tehdit karşısında bir araya gelen iç ve dış aktörlerin dahil olduğu DAEŞ karşıtı koalisyonun oluşmasıyla tablo tersine dönmüş bu radikal terör örgütünün hakimiyeti kırılmıştır. Ancak DAEŞ’in gücünün ortadan kaldırılması için seçilen yöntemler başka sorunlar yaratmıştır. Bu süreçte silahlandırılan PKK uzantısı YPG/PYD gibi grupların Suriye’nin kuzeyinde güç kazanması Türkiye’nin askeri olarak çatışmaya müdahil olmasına yol açarken, DAEŞ’e karşı savaşan koalisyonun kara unsurlarının önemli bir kısmını sağlayan İran, bu durumdan hem Irak hem de Suriye’de etkisini arttırarak faydalanmaya çalışmıştır. Buna karşılık İsrail, Suriye’deki İran unsurlarını hava operasyonları ile vururken, ABD de İran adına sahadaki askeri operasyonları yürüten Devrim Muhafızları Komutanlığı’na bağlı Kudüs Gücü’nün komutanı General Kasım Süleymani’yi füze saldırısı ile öldürmüştür.
Suriye’de ABD ve İngiltere adına hizmet eden yabancı kuruluşlardan öyleleri vardır ki olayları öyle verdiler ki insanımızı derinden etkilediler. Bunu Beyaz Baretliler'in İdlib ve Halep'teki kimyasal yalan operasyonlarında görev aldığını basına yansıdı. Ama işlin aslı farklı idi.
Suriye'deki kimyasal provokasyonların ana aktörü olarak bilinen Beyaz Baretlilerdi. Çünkü milyon dolarlar onlar verilmişti. Beyaz Baretlerin kurucusu aslında Lawrence karışımı bir İngiliz’dir. Adı James Le Mesurier. Sıradan bir İngiliz askeri değildir. Birleşmiş Milletler Barış Gücü adına Balkanlarda çalışmış, İngiltere Dışişleri Bakanlığı bünyesinde Ortadoğu’da istihbaratçı olarak üst düzey görev yapmış birisi. Şimdi de çalıştığı alanlara bakalım:
1- Irak İçişleri bakanının özel danışmanlığı,
2- Birleşik Arap Emirlikleri doğalgaz sahaları koruyucu gücü oluşturmada görevli,
3- Dubai’de Blackwaterle bağlantılı kiralık asker şirketi Olive Grup başkan yardımcılığı,
4- Beyaz Baretler adlı “ Sivil Toplum” kuruluşunun görevlisi.
Le Mesurier, 2016 Haziran’ında Suriye’de gösterdiği faaliyetler nedeniyle Kraliçe tarafından
özel nişan ile ödüllendirildi.
Beyaz Baretlere ABD, İngiltere, Hollanda, Danimarka ve Japonya bu paraları niçin veriyorlardı!!! USAID’ten( Amerikan Kalkınma Fonu) Beyaz Baretlere 16 milyon dolar yardım geliyordu. Yardımların arkası bir türlü kesilmiyordu. Amaç Suriye’de müdahale etmeye ve Esad’ı defetmeye ikna etmek içindi. Suriye’ye müdahale için “ bahane” oluşturmak. Aldıkları paraların karşılığını efendilerine ödemek.
16 Aralık 2015’te Beyaz Baretler’in sahnedeki Suriyeli lideri Raid Salah, İngiltere Parlamentosu dışişleri komitesine “ Sivilleri korumak için uçuşa yasak bölge şart “ temalı bir mektup yolluyordu. ( Sayın Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’da aynısını istiyordu.)Mektupta Beyaz Baretler’in 2800 kişilik kadrosuyla Suriye’nin114 noktasına yayılmış siyaset üstü bir yardım kuruluşuyuz diyor. Bir kişinin hayatını kurtarmak insanlığı kurtarmak derken… Bugün var olan korkunç mülteci krizinin ana sebebi İŞİD değil Esad’tır. Diyordu.
Türkiye, Suriye İç Savaşı’nda yer alan bir diğer önemli güçtür. Türkiye, kendi topraklarında kurulan Suriye Ulusal Konseyi ve ÖSO ile başlayarak Esad hükümetine karşı savaşan çeşitli muhalif grupları desteklemiş ve onlara çeşitli şekillerde yardım sağlamıştır. Türkiye ayrıca Suriye’nin kuzeyinde askeri operasyonlar yürüterek güvenli bölgeler yaratmıştır. Suriye’nin kuzeyinde terör örgütü DAEŞ ve PKK’nın uzantısı YPG/PYD’ye yönelik askeri operasyonlar düzenlemeye devam etmektedir. Aynı zamanda Türkiye, çatışmayı sona erdirmeye yönelik diplomatik çabalarda da rol oynamaktadır. Ancak Türkiye’nin savaşa müdahalesi hem Şam hükümeti ve Rusya gibi destekçileri, hem de Kuzey Suriye’deki YPG/PYD/SDG örgütlerini destekleyen ABD ve Avrupalı güçler açısından tartışmalı olmuş ve İran ve Irak da dahil olmak üzere bölgedeki diğer ülkelerle gerginliğe yol açmıştır.
Türkiye’nin yaptığı iki hareket Zeytin dalı ve Barış Pınarı hareketleri ile Suriye’den Irak’ın kuzeyine bir koridor açılmasına engel olundu. Ama sonradan yapılanlar Suriye politikasındaki zık zakları ortaya koyuyor. Hemen belirtelim ki HTŞ lideri Şara ile SDG lideri mazlum Kobani ‘de ABD tarafından kullanılan adamlar. ABD ne derse yapacakları kesin gibi görünüyor Çünkü Suriye operasyonları ne yazık ki BOP içinde İsrail’in rahatlaması için yapılıyor. Dikkatle takip edilirse Suriye’nin Golan tepelerine yerleştiği gibi askeri alt yapısını da yok etti.
Ülkemizin geleceği açısından bir an evvel Suriyelileri vatanlarına göndermeli ve güney sınırlarımıza bu insanları yerleştirmek suretiyle gerekli tedbirleri almak zorundayız. ABD ve ortaklarına hiçbir zaman güven olmayacağını bilmeliyiz. Çünkü Yukarıda anlattığımız Beyaz Baretlerin bir zamanlar Örgütün kurucusu ve başkanı James Le Mesurier, sosyal medya hesabından PKK'yı destekleyen çok sayıda mesajı beğendi. Mesurier'in beğendiği mesajlarda, "Türkiye'nin sivilleri bombaladığı" yalanları yer alıyor. Bu da gösteriyor ki ABD ve AB’nin yardım kuruluşları emelleri için bizi satmayı gözlerini kıpmadan göze alılar.
Başka Türkiye olmadığını bilmeliyiz.
Kocatepe’den Selamlar İbrahim AYAN