Büyük Taarruz Zafer Haftası 103. Yıl Etkinlikleri Coşkuyla kutlanıyor
Bundan 103. Yıl önce Gazi Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde Kocatepe’den başlayan ve bu toprakları vatan yapan Büyük Taarruz Zaferi’nin yıl dönümü ecdadımızın bizlere miras kıldığı o ruh ve heyecanla dolu dolu etkinlikler kutlanıyor.
Kutlamalar kapsamında Atatürk’ün Büyük Taarruz Zaferini sevk ve idare ettiği Kocatepe ve Atatürk’ün karargâhının bulunduğu Şuhut ilçesinde Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş’un teşrifleriyle etkinlikler düzenlendi.
Büyük Taarruz Zaferinin 103. yıl dönümü nedeniyle düzenlenen Büyük Taarruz Zafer Haftası etkinlikleri kapsamında ilk olarak Atatürk’ün karargâhı olan Şuhut Atatürk Evi ziyaret edildi. Burada öncelikle Afyonkarahisar'dan yola çıkarak temsili olarak düşman birliklerini İzmir'e doğru süren atlı birlikleri Büyük Taarruz Karargâhından İzmir’e uğurladı.
Ardından Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, Vali Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı ve diğer protokol üyeleriyle birlikte yüzlerce katılımcı Mehter Marşı eşliğinde Atatürk Evi’nden bir süre Zafer Yürüyüşü gerçekleştirdi.
Etkinlikler Afyonkarahisar Valiliği koordinesinde düzenlenen Şuhut Belediye Şehir Stadyumundaki kutlama programıyla devam etti. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından bu yıl ilk kez gerçekleştirilen etkinlikle 41. Komando Tugay Komutanlığı Birliğince Komando Andı okundu. Ardından protokol konuşmalarına geçildi.
Afyonkarahisar, Büyük Taarruz’un En Kritik Safhalarına Şahitlik Etmiş Müstesna Bir Şehirdir
İlk konuşmayı yapan Vali Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı, “Bugün burada, Afyonkarahisar’ımızın düşman işgalinden kurtuluşunun 103. yıl dönümünü kutlamak için bir araya gelmiş bulunuyoruz. Bugün, yalnızca bir şehrin özgürlüğe kavuştuğu bir gün değil; aynı zamanda Türk milletinin makûs talihini yenerek bağımsızlık ve istiklalini yeniden inşa ettiği tarihî bir dönüm noktasıdır. Afyonkarahisar, Büyük Taarruz’un en kritik safhalarına şahitlik etmiş, her karış toprağı kahramanlık destanlarıyla işlenmiş müstesna bir şehirdir. İşte bu topraklarda verilen mücadeleyle bağımsızlığımıza giden yol açılmış, milletimizin azim ve kararlılığı tüm dünyaya ilan edilmiştir. Göğüslerini siper eden askerlerimiz, kadınlarımız, yaşlılarımız ve gençlerimiz; vatan uğruna serden ve yardan geçerek canlarını ortaya koymuş, büyük bir fedakârlık örneği göstermiştir.” dedi.
Kadınlarımız, Bu Mücadelenin Görünmeyen Kahramanlarıdır
Kadınların bu mücadelenin görünmeyen kahramanları olduğunu belirten Vali Yiğitbaşı, “Ezanı, bayrağı, vatanı ve namusu için bütün imkanlarını seferber eden aziz milletimiz, bu destansı mücadeleyle sadece düşmanı geri püskürtmekle kalmamış; aynı zamanda genç bir devletin temellerini atmıştır. Kocatepe’den başlayan taarruzun izleri, bugün dahi bizlere umut ve cesaret vermekte, kahramanlarımızın azim ve kararlılığı gözlerimizin önünde canlanmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifadeleriyle: “Makûs talihimizi yenerek kendimize yeni bir gelecek inşa ettiğimiz tarihî ve önemli bir dönüm noktası olan Büyük Taarruz’un yıl dönümünde Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm Millî Mücadele kahramanlarımızı rahmetle yâd ediyorum.” Afyonkarahisar’ın kurtuluşu, işte bu sözün tarih sahnesinde ete kemiğe bürünmüş hâlidir. Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, Yüzbaşı Agah Efendi’den Gördesli Makbule’ye, Yürük Ali’den Halime Çavuş’a, Üsteğmen Feyzullah’tan Şahin Bey’e kadar, kadınıyla erkeğiyle, subayıyla askeriyle, çiftçisiyle çobanıyla, büyüğüyle küçüğüyle milletimizin her ferdinin gözünü kırpmadan canını ortaya koyduğu bir zaferdir. Bu azim ve fedakârlık, bize yalnızca özgür bir şehir değil; bağımsız bir millet olmanın gururunu da miras bırakmıştır. Kadınlarımız, bu mücadelenin görünmeyen kahramanlarıdır. Çift süren, tarlayı eken, cephenin ihtiyaçlarını kağnısı ve kucağındaki yavrusuyla taşıyan analarımız; özgürlüğümüzün ve bağımsızlığımızın temel taşlarını ilmek ilmek örmüştür. Gördesli Makbule, Nezahat Onbaşı, Şerife Bacı, Halime Çavuş, Satı Çırpan, Yirik Fatma, Nazife Kadın ve daha sayamadığımız nice kahramanımız, her biri Anadolu kadınının fedakârlığını temsil etmektedir” diye konuştu.
Afyonkarahisar’ın Kurtuluşu, Tüm Milletimizin Direniş ve Özgürlük İradesinin Zaferidir
Afyonkarahisar’ın kurtuluşu, sadece bir şehrin değil; tüm milletimizin direniş ve özgürlük iradesinin zaferidir” diyen Vali Yiğitbaşı şöyle devam etti: “26–27 Ağustos 1922’de başlayan bu büyük taarruz, yalnızca düşman ordularını değil, onlara destek veren emperyalist güçleri de tarihin sayfalarına gömmüştür. Dün olduğu gibi bugün de milletimizin bağımsızlığına kastedenlere karşı azim ve kararlılıkla mücadeleye devam ediyoruz. Bugün, geçmişten aldığımız ilhamla, Türkiye Yüzyılı vizyonu ve devletimizin bekası için çalışıyor; milletimizin huzuru ve refahı için aynı azim ve kararlılıkla ilerliyoruz. Afyonkarahisar, tarih boyunca olduğu gibi, vatan sevgisinin, cesaretin ve fedakârlığın timsali olmaya devam edecektir. Bu kutlu günde, Afyonkarahisar’ın kurtuluş mücadelesinde emeği geçen tüm şehit ve gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla yâd ediyor; bizlere bıraktıkları emaneti koruyacağımızı bir kez daha ifade ediyoruz. Afyonkarahisar’ımızın kurtuluşunun 103. yıl dönümü kutlu olsun. Yolumuz açık, istikbalimiz aydınlık olsun.”
Türk Tarihinin En Önemli Günlerinden Biri
Daha sonra söz alan Türkiye büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş, 26 Ağustos'un Türk tarihinin en önemli günlerinden biri olduğunun hatırlatarak, 26 Ağustos'ta Alparslan ve ordusunun Anadolu'yu Türklere yurt olarak açtığına, asırlar sonra aynı tarihin düşmanın işgal etmek istediği Anadolu topraklarından kovulmasının başlangıcı olduğunu söyledi. Büyük Taarruz'da milletin bir araya gelerek Anadolu'da aylar içerisinde mayalanmış olan kurtuluş ruhuyla Şuhut'tan İzmir'e giden yürüyüşün yolunu açtığını anlatan Kurtulmuş, "Hem Anadolu'nun Müslüman Türkler tarafından fethinin hem Anadolu'nun Müslüman Türkler tarafından yeniden yurt olarak ilan edilmesinin yıl dönümü olan 26 Ağustos hayırlı uğurlu olsun." ifadelerini kullandı.
Bu Millet Bir Araya Geldi, Yan Yana Durdu ve Büyük Bir Kurtuluş Mücadelesini Verdi
Kurtulmuş, tarihin sadece kitaplarda, geçmişteki olayları anlatan bir vaka olarak görülmediğini belirterek, şöyle konuştu:
"Tarihin altın harflerle dolu her sayfasını yeniden milli şuurumuzun, milli birliğimizin pekişmesi için bir vesile olarak kabul ediyor ve bu şekilde tebrik ediyor ve kutluyoruz. Bugün burada da yarın başlayacak olan 26 Ağustos'un da o büyük taarruzunu yeniden yaşıyor, yeniden hissediyoruz. Bu millet büyük bir millettir. Bu millet en zor şartlarda bile yeniden ayağa kalkmasını başarmış bir millettir. 103 yıl önceye gittiğiniz zaman o günkü şartlarda böylesine muazzam bir kurtuluş mücadelesinin verilmesi neredeyse imkansızdı. Elde avuçta yok, imparatorluk dağılmış, ülke fakruzaruret içerisinde, dört bir taraf emperyalistler tarafından işgal edilmiş. Ağzını açmış bekleyenler Anadolu'nun her karış toprağını yutmak için her türlü hain planı yapıyor. Böyle bir ortama rağmen bu millet bir araya geldi, yan yana durdu ve büyük bir kurtuluş mücadelesini verdi. Buradan alacağımız dersler var."
Bu Fedakarlık Bu Millete En Zor Şartlarda Kahramanlık Destanları Yazdırmıştır
Kurtulmuş, milletin en temel özelliklerinden birinin zor zamanlarda birleşmeyi ve bütünleşmeyi başarmak olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"O dönem içerisinde müdafaa-i hukuk cemiyetleri vasıtasıyla öbek öbek Anadolu'da bir araya gelmiş ve örgütlenmiş olan halk bu örgütlenmesini birlik ve kardeşlik ruhuyla birleştirdi ve güç oluşturdu. O kardeşliğin, o birliğin karşısında da hiç kimse duramadı. En zor şartlarda, yok olduğumuzu başkalarının zannettiği zamanda kardeşliğimiz, birliğimiz, dayanışmamız öne çıkar. Bu dayanışma ruhuna sahip olmak emperyalistlerin rüyasını kaçıran bir husustur. Biz milli mücadeleyi böyle kazandık. Herkes başını alarak başka istikamete gitmedi. Herkes ortak bir hedefe yöneldi. Bu ülkenin bağımsızlığını, bu halkın, bu milletin özgürlüğünü esas alan bir iradeyle hep aynı istikamete yürüdü. Şuhut'tan bu yürüyüş yolunun aslında hedefi birdi, beraberdi. Sadece fiziki olarak bir yürüyüş değil. Kararlılıkla aynı hedefe yürümekti." Bu milletin cesur olduğu kadar fedakar da olduğuna işaret eden Kurtulmuş, "Yeri gelir, yemez, içmez bunları bir araya getirir. Kundaktaki çocuğumuzun üstünü örtmez, cepheye giden güllelerin, mermilerin üstünü örteriz. Bu fedakarlık bu millete en zor şartlarda kahramanlık destanları yazdırmıştır." dedi.
Bu Millet Allah'tan Başka Kimsenin Önünde Diz Çöküp Eğilmez
Kurtulmuş, milletin özgürlüğüne de düşkün olduğunun altını çizerek, şöyle devam etti:
"Altın tasma bu milletin boynuna tarih boyunca vurulmamıştır ve asla kıyamete kadar vurulmayacaktır. Bu millet Allah'tan başka kimsenin önünde diz çöküp eğilmez. Bu millet hiçbir emperyalist gücün önünde 'eyvallah' demez. Ne kadar güçlü, ne kadar zor şartlar içerisinde olursa olsun özgürlüğünü her şeyin üstünde tutar. Bu millet emperyalistlere asla eyvallah etmez. Türkçemizde güzel bir laf var. 'Gavur' diye bir lafımız var. Gavur gayrimüslime verilen bir isim değildir bizim lügatimizde. Gavur, zalime, despota, baskıcıya yani emperyaliste verilen bir isimdir. Bu millet bu topraklarda gavuru gördüğü zaman, yani emperyalistleri gördüğü zaman, yabancıları gördüğü zaman onları buradan def etmesini bilir."
Bu Dört Özelliğini Kimse Ama Kimse Asla Yok Edemedi, Yok Edemeyecek
TBMM Başkanı Kurtulmuş, bu özelliklerin Malazgirt ruhunun aslı olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:
"Bu 4 temel özelliğimiz Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u alışının önündeki en önemli bizim özelliklerimizdir. Bu 4 temel özelliğimiz Çanakkale destanının arkasındaki temel özelliklerimizdir. Hiç şüphesiz bu özelliklerimiz Kurtuluş Savaşı'mızın en önemli unsurlarından birisi olan Kocatepe'nin, Büyük Taarruz'un ve arkasından gelecek olan 30 Ağustos Zafer Bayramı'mızın da arkasındaki en önemli özelliğimizdir. Bu millete ne yaparlarsa yapsınlar bu dört özelliğini kimse ama kimse asla yok edemedi, yok edemeyecektir. Bunlara sahip olduğumuz sürece de ne gam. Rüzgar nereden eserse essin kim nereden bu ülkeyi hedefine koyarsa koysun Allah'ın izniyle birlikle, özgürlüğümüze düşkünlüğümüzle, fedakarlığımızla, cesaretimizle ve emperyalizme karşı olan duruşumuzla bütün zorlukları yenecek ve hep daha ileriye gideceğiz. Allah bu milletin ayağına taş değdirmesin. Allah bu milletin birliğini beraberliğini asla kaybettirmesin."
Bu Millet, Kendisine Müslüman Değildir Yani Sadece Kendisini Düşünen Bir Millet Değildir
Kurtulmuş, milletin hep birlikte her taşında, her toprağında ecdadın alın teri olan kutsal vatanın her tarafında bir olarak yoluna devam edeceğini vurgulayarak, "Allah yardımcımız olsun. Allah bayrağımızı en yükseklerde kıyamete kadar taşımayı nasip etsin. Cenabıallah, dostluk, birlik ve kardeşlik içerisinde kıyamete kadar ağız tadıyla huzurla bu ülkede yaşamayı nasip etsin." ifadelerini kullandı. "Bu millet, kendisine Müslüman değildir yani sadece kendisini düşünen bir millet değildir." diyen Kurtulmuş, "Bu millet, dünyanın neresinde zulüm varsa o zulmü kendisine yapılmış bir zulüm olarak görür ve karşısında yer alır. Dünyanın neresinde zalim varsa ona haddini bildirmek için bütün gücünü ortaya koyar." diye konuştu.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü Ankara Sahne Sanatları Topluluğu “Bir Anadolu Masalı Kahramanlık Destanı” adlı gösterisi izleyenlerden büyük alkış alırken zafer coşkusuna da coşku kattı.
Çiçek takdimi ve günün anısına çekilen fotoğraf ile buradaki program sona erdi.