“ÖZDAĞ SİYASİ KUMPASLA SUSTURULMAK İSTENMEKTEDİR”

Zafer Partisi Gençlik Kolları Afyonkarahisar İl Başkanı İbrahim Samed Sevim, yaptığı basın toplantısındaki açıklamasında.

Açıklamamıza başlamadan önce;

Sinanpaşa ilçemize bağlı Çobanözü köyü nüfusuna kayıtlı İstikam Uzman Çavuş Önder Özen'in şehadet haberi yangın yeri olan gönlümüze büyük bir ateş parçası olarak düşmüştür.

Kahraman şehidimize Allah'tan rahmet, kederli ailesine, yakınlarına ve aziz milletimize başsağlığı diliyorum.

Türk milliyetçiliğinin mücadele tarihine altın harflerle yazılmış bir dönüm noktası olan 3 Mayıs Türkçüler Günü’nü büyük bir coşku, kararlılık ve gururla 3 mayıs akşamı parti binamızda andık.

3 Mayıs 1944, Türk milletinin kimliğine, kültürüne ve bağımsızlığına sahip çıkan Hüseyin Nihal Atsız, Reha Oğuz Türkkan, Alparslan Türkeş, Cemal Oğuz Öcal, Fethi Tevetoğlu, Hasan Ferit Cansever, Hüseyin Namık Orkun, Nejdet Sançar, Orhan Şaik Gökyay, Sait Bilgiç ve Zeki Velidi Togan'ın baskılara, zulme ve haksızlıklara karşı dimdik durduğu bir gündür.

Bu tarih, Türkçülüğün yalnızca bir fikir değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi, Türk milletinin varoluş azmi ve bağımsızlığına olan sarsılmaz bağlılığının sembolü olarak tarihe kazınmıştır.

3 Mayıs 1944, Türkçülerin maruz kaldığı baskı ve zulmün en açık örneklerinden biridir. Türk milletinin birliğini ve dirliğini savunan Türkçüler, o dönemde devlet tarafından sindirilmeye çalışılmış, fikirleri susturulmak istenmiş, hapis cezaları ve sürgünlerle cezalandırılmıştır. Ancak bu baskılar, Türkçülüğün ateşini söndürmemiş, aksine daha da alevlendirmiştir. Türkçü büyüklerimizin verdiği mücadele, Türk gençliğine bir meşale olmuş, bu dava bugün de aynı kararlılıkla sürdürülmektedir.

Ne yazık ki, tarih boyunca Türkçülere uygulanan baskı ve sindirme politikaları, günümüzde de farklı biçimlerde devam etmektedir. Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, Türk milletinin birliğini, güvenliğini ve geleceğini savunma mücadelesi verdiği için, tıpkı 1944’teki Türkçü büyüklerimiz gibi, hukuksuz bir şekilde gözaltına alınmış ve 21 Ocak 2025’ten beri Silivri Cezaevi’nde rehin tutulmaktadır. Özdağ’ın, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamasıyla tutuklanması, geçmişte Türkçülere yönelik uygulanan “suç uydurma” taktiklerinin bir yansımasıdır.

Bu suçlamalar, Özdağ’ın sığınmacılarla ilgili yaptığı paylaşımlar ve siyasi eleştiriler gerekçe gösterilerek oluşturulmuş, ancak toplum vicdanında haksız bulunmuştur. Nitekim anketler, Türk halkının %80’inin bu tutuklamayı haksız bulduğunu göstermektedir.

1944’te Türkçüler, devletin ideolojik baskıları altında ezilmeye çalışılırken, bugün Ümit Özdağ, Türk milletinin çıkarlarını savunduğu için siyasi bir kumpasla susturulmak istenmektedir. Bizce bu süreç “İkinci Ergenekon” operasyonudur, bu durum geçmişteki kumpas davalarıyla bugünkü hukuksuzluklar arasındaki benzerliği açıkça ortaya koymaktadır.

Özdağ’ın, Kayseri’deki olayları kışkırttığı iddiasıyla suçlanması, tıpkı geçmişte Türkçülerin “devlete karşı isyan” gibi asılsız suçlamalarla itham edilmesi gibi, gerçeklerden uzak bir senaryodur.

Özdağ’ın cezaevinde geçirdiği süre boyunca, zayıflamış görünmesi ve suikast endişesini dile getirmesi, geçmişte Türkçülere uygulanan fiziksel ve psikolojik baskıların bir devamı niteliğindedir.

Türkçülük, Türk milletinin tarihsel birikimini, dilini, kültürünü ve birliğini koruma davasıdır. Bu dava, 3 Mayıs 1944’te olduğu gibi, bugün de engellerle karşılaşmaktadır.

Ancak, ne geçmişte ne de bugün bu baskılar Türkçülüğün ateşini söndürememiştir.

Bazı çevrelerin, 3 Mayıs’ın özünü sulandırma çabaları da bu mücadelenin bir başka boyutudur. Türkçülüğün tarihsel ve ideolojik derinliğini göz ardı ederek, bu günü daha genel ve muğlak ifadelerle anma girişimleri, 3 Mayıs’ın temsil ettiği mücadele ruhuna zarar vermektedir. Türkçüler Günü, Türk milletinin varlığına ve kimliğine adanmış bir semboldür; bu anlamı başka kavramlarla gölgelemek, Türkçülerin verdiği mücadelelerin mirasına haksızlıktır.

Zafer Partililer olarak biz, 3 Mayıs’ın “Türkçüler Günü” olarak anılmasını ve bugünün ruhuna uygun şekilde hareket edilmesini savunuyoruz.

SİNANPAŞA’YA ŞEHİT ATEŞİ DÜŞTÜ
SİNANPAŞA’YA ŞEHİT ATEŞİ DÜŞTÜ
İçeriği Görüntüle

Türk gençliği, geçmişten aldığı ilhamla, Türkçülüğün bayrağını daha yükseklere taşıyacaktır.

Özdağ’ın cezaevinde söylediği gibi, “Atatürk’ün askeriyim. Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’i bütün gücümle kararlılıkla savunacağım. Mücadeleye hapishanede devam edeceğim.” Bu sözler, 1944’te Türkçülerin zindanlarda bile pes etmeyen ruhunun bir yansımasıdır.

Bu vesileyle, 3 Mayıs 1944’te zulme karşı duran Türkçü büyüklerimizi rahmet, minnet ve saygıyla anıyoruz. Aynı şekilde, bugün Türk milletinin bekası için mücadele eden ve bu uğurda özgürlüğünden mahrum bırakılan Genel Başkanımız Ümit Özdağ’a en güçlü desteğimizi sunuyor, onun bir an önce özgürlüğüne kavuşmasını diliyoruz. Türkçülük davası, ne baskılarla ne de zindanlarla durdurulabilir. Türk milleti var oldukça, bu dava yaşayacaktır!

3 Mayıs Ruhu ebediyen yaşasın!

Yaşasın Türk Milleti!

Ne Mutlu Türk’üm Diyene!