Uzun yıllardır milli eğitim ile ilgili o kadar çok yazı okuduğum gibi yazılarda yazdım.
MİLLİ EĞİTİMDE SORUNLAR NEDEN BİTMEK BİLMİYOR?
Uzun yıllardır milli eğitim ile ilgili o kadar çok yazı okuduğum gibi yazılarda yazdım. Son dönemdeki kadar milli eğitim sorunlar yumağı haline gelmedi desek yanılmayız. Özellikle Yusuf Tekin dönemi sorun yaratmaya devam ediyor.
Son dönem yapılan denetimlerde bakın neler çıkmış. Özel okullarda gerçekleştirdiği denetimlerde “hayalet sınıflar” ve usulsüz not uygulamalarıyla ilgili çarpıcı bulgulara ulaştı. Denetimler sonucunda, 403 öğrencinin diplomaları iptal edilirken, 398 öğrencinin ise usulsüz şekilde sınıf geçtiği belirlenerek önceki sınıf seviyelerine çekildiği açıklandı. Ayrıca mevzuata aykırı işlem yaptığı tespit edilen altı özel okulun da çalışma ruhsatı iptal edildi.
European Journal of Education dergisinde yayımlanan “Şişirilmiş Notlar ve Not Enflasyonu” başlıklı akademik makalenin sahibi Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nden Doç. Dr. Yusuf Kızıltaş’ın yazısından bir bölümle devam edelim: “Öğrenci çok başarılıdır ve siz bunları dershanelerde ya da etüt merkezlerinde daha çok zaman almasını sağlamak istiyorsunuz. Çünkü bu öğrenciler özel okullar için ciddi bir reklam fırsatıdır. O öğrencilerin çok iyi bölümlere/üniversitelere yerleşmesi için çok iyi hazırlanması gerekir. Öğrencileri okulda devamlı gösteriyorsunuz ve notlarını şişiriyorsunuz. Ne ilginçtir ki, o dershanelerin veya etüt merkezlerinin de o özel okullarla veya oradaki öğretmenlerle/yöneticilerle bir bağı oluyor.
Bunun yanında başarısız ama maddi durumu çok iyi öğrenciler de hayalet sınıflarda olabiliyor. Onlar okula hiç uğramıyorlar bile. Hayalet sınıfların tamamen ‘hayalet öğrencileridir’ bunlar. Onların da notları şişiriliyor. Nispeten başarısız öğrenciler için temel amaç önce bir diploma sahibi olmak sonra ise vakıf üniversitesinde okumak önceliklidir.”
Kızıltaş, “Ben bunun özel üniversite ayağının olduğunu düşünüyorum. Bazı özel üniversitelerde bu anlamda çok ciddi usulsüzlükler var ki, bu da patlak verecektir veya gündeme getirilmelidir” diye uyarıyor.
Bunun yanında başarısız ama maddi durumu çok iyi öğrenciler de hayalet sınıflarda olabiliyor. Onlar okula hiç uğramıyorlar bile. Hayalet sınıfların tamamen ‘hayalet öğrencileridir’ bunlar. Onların da notları şişiriliyor. Nispeten başarısız öğrenciler için temel amaç önce bir diploma sahibi
Not sistemleri ve çizelgeleri sürekli denetlenmesi gerektiğini belirten Kızıltaş, “İdarecilerin, öğretmenin e-Okul sayfası üzerinden herhangi bir öğrencinin notunu değiştirme yetkisi elinden alınmalıdır” dedi.
Kızıltaş, “Ben bunun özel üniversite ayağının olduğunu düşünüyorum. Bazı özel üniversitelerde bu anlamda çok ciddi usulsüzlükler var ki, bu da patlak verecektir veya gündeme getirilmelidir” diye uyardı. Biraz da İmam Hatipler kısmına geçelim:
İmam hatiplerin de etki alanları genişletiyor. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB); imam hatiplere yönelik yatırımları arttırıyor. Bu kapsamda; Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Din Öğretim Genel Müdürlüğü Eğitim Politikaları Daire Başkanlığı’ndan dikkat çeken bir talep geldi. Daire Başkanlığı, bakanlığa imam hatip bünyeleri kapsamında 2025-2026 eğitim-öğretim döneminden başlayarak “Çocuk gelişimi ve Eğitimi Programı” açılmasını önerdi. ; imam hatiplerin de etki alanları genişletiyor. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB); imam hatiplere yönelik yatırımları arttırıyor. Bu kapsamda; Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Din Öğretim Genel Müdürlüğü Eğitim Politikaları Daire Başkanlığı’ndan dikkat çeken bir talep geldi. Daire Başkanlığı, bakanlığa imam hatip bünyeleri kapsamında 2025-2026 eğitim-öğretim döneminden başlayarak “Çocuk gelişimi ve Eğitimi Programı” açılmasını önerdi.
Daire Başkanlığı’nın bakanlığa gönderdiği yazıda imam hatip bünyesinde açılması talep edilen bu programın; “öğrencilerin hem mesleğe, hem yüksek öğretime veya hayata ve iş alanlarına” hazırlamak gerekçesiyle gereksinim olduğu belirtildi. Bu kapsamda daire başkanlığı; İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa, Samsun, Kocaeli, Sivas ve Aydın’da bu programların başlatılması talep etti.
Proje imam hatip okullarını tüm alanlarda program uygulayan okullara dönüştürerek bu ayrımı fiilen ortaya koyduğunu bildirerek; “Lise kademesinde öğrencilerin öncelikli tercihi olan ve yarışma sınavıyla öğrenci alan fen liseleri, Anadolu liseleri, sosyal bilimler liseleri; yetenek sınavı ile öğrenci alan güzel sanatlar, spor liseleri gibi okulların muadilleri, proje imam hatip okulu olarak faaliyet gösteriyor. Sınırlı kontenjanı olan genel okullara yerleşemeyen öğrenciler için proje imam hatip seçeneği sunuluyor. Fen lisesi projesi uygulayan imam hatip liselerinin sayısı fen liselerini geçti. Kimi şehirlerde bir güzel sanatlar lisesi varken birden fazla musiki projesi uygulayan imam hatip lisesi ile karşılaşabiliyoruz. Sayılarına ve program çeşitliliğine bakılırsa mektep-medrese ayrımında, laik eğitim veren okullar ulaşılabilirliği bakımından geriye düşürülmüş, imam hatipler program ve kontenjan fazlalığıyla bir dayatmaya dönüşmüştür” dedi (1)
Şimdi de program çeşitliliği ve mesleğe hazırlama bahanesiyle kız imam hatip liseleri bünyesinde çocuk gelişimi ve eğitimi programı açılıyor.
Neredeyse liselerde uygulanan programların tamamı için bir muadil bir imam hatip programı da açılmış durumda. Üstelik bünyesinde çocuk gelişimi ve eğitimi programı açılan kız meslek liselerinde aynı zamanda bir de uygulama anaokulu açılır. İmam hatiplerde inanç esasları çerçevesinde açılan bu programın devlet okulları bünyesinde açılacak uygulama anaokulları da resmi Sıbyan mektepleri olarak medrese eğitimi verecektir. Şimdiye kadar tarikat ve cemaatlerin evlerde ya da yurtlarda kaçak yollarla yürüttüğü ‘Sıbyan mektebi’ çalışmaları bu haliyle Milli Eğitim Bakanlığı tarafından projeye dönüştürülmüş olacak.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, eğitimi dinselleştirmek için kullandıkları tüm yöntemlerin de geçmişte FETÖ’ce uygulandığını düşünürsek MEB’te Gülenciler fikirleriyle iktidarda diyebiliriz”(2)
Kaynaklar 1- Mert Öner13.07.2024 Cumhuriyet Gazetesi
2-Günlük gazeteler
İbrahim AYAN