Ermenistan'ın en güneyinde yer alan eyalet, Syunik adını taşıyor.
ZENGEZUR KORİDORU
Ermenistan'ın en güneyinde yer alan eyalet, Syunik adını taşıyor.
Azerbaycan'da ise bu bölge için Zengezur ismi kullanılıyor.
Bu bölgenin doğusunda Azerbaycan, güneyinde İran, batısında ise Azerbaycan'a bağlı Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti yer alıyor. Zengezur Koridoru projesi ise bu bölgeden açılacak kara ve demiryolu ulaşımıyla Azerbaycan'ı doğrudan Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti'ne bağlamayı hedefleyen projenin adı.
Öncelikle bu bölgenin tarihine bakalım: Zengezur bölgesi, 16. yüzyıldan sonra Osmanlı egemenliğindeki Karabağ Hanlığına bağlıydı. 19. yüzyılın başlarında Rusya tarafından işgal edildi. Azerbaycan Halk Cumhuriyeti döneminde (1918-1920) Karabağ Valiliği'nin dört ilçesinden biri Zengezur ilçesiydi. Yani Elçibey, “Karabağ, Türk dünyasının gırtlağıdır” derken, Zengezur koridorunu da kastediyordu.
Nahcivan ise Moskova antlaşmasıyla Türkiye’nin garantörlüğünde Azerbaycan’a bağlanan bir özerk bölgeydi. Yalnız, Nahcivan ile Türkiye arasındaki Dilucu denilen bölge İran’ın elindeydi.
Atatürk, 18 Ocak 1932'de, dönemin Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras’ı Tahran'a gönderdi. 5 Kasım 1932'de Ankara'da imzalanan anlaşmaya göre İran, Küçük Ağrı Dağı bölgesini Türkiye'ye verdi. Türkiye’de de buna karşılık, Van’a bağlı olan Katur bölgesini, İran’a verdi. Böylece, Türkiye ile Nahcivan arasında 18 kilometrelik bir sınır hattı oluşturuldu.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra bölgede kaos ortamı oluştu. Ermenistan Rusya’nın da yardımı ile Elçibey dediği Karabağ’a sahiplendi. Her ne kadar Türk toprağı ise de Batı ve Rusya’nın girişimleri ile Ermeni işgalinde kaldı. İşgal sırasında Azerilere yapılanları ve yerinden edilenlerin ıstıraplarını ve Ermeni katliamlarını ne yazık ki hür dünya duymazlıktan geldi.
2020 yılındaki 2. Dağlık Karabağ Savaşı, Rusya'nın arabuluculuğunda imzalanan bir ateşkes anlaşmasıyla sona ermişti. Anlaşmanın 9. maddesinde Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti ile Azerbaycan arasında ulaşım yollarının açılması öngörüldü. Bu maddede şu ifadelere yer verildi: "Bölgedeki tüm ekonomi ve ulaşım bağlantıları açılacaktır. Ermenistan Cumhuriyeti; insanların, araçların ve malların her iki yönde engelsiz hareketini organize etmek için Azerbaycan Cumhuriyeti'nin batı bölgeleri ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasındaki ulaşım bağlantılarının güvenliğini garanti eder." Metinde ayrıca, "Tarafların mutabakatı ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti'ni Azerbaycan'ın Batı bölgelerine bağlayan yeni ulaşım bağlantılarının inşası gerçekleştirilecektir" cümlesi yer aldı. Azerbaycan bu madde ile iki ülkenin Zengezur Koridoru konusunda anlaşmış olduğunu öne sürdü. Ermenistan ise ulaşım yollarının açılmasını desteklediğini ancak bu maddede Zengezur adının kullanılmadığı gibi Bakü'nün talep ettiği şekliyle bir koridor projesinden de bahsedilmediğini belirtti.
Azerbaycan 2023'teki son askeri operasyonuyla, 20 Eylül'de Dağlık Karabağ'da kontrolü ele geçirdi.
Dağlık Karabağ'daki Ermeni ayrılıkçılar, silah bırakmayı ve Bakü yönetimiyle "bölgenin Azerbaycan'la yeniden entegre olması" için görüşmeler yapmayı kabul etti. Ermenistan, kontrolüne daha fazla imkân veren "Barış Kavşağı" adlı alternatif bir proje öneriyor.
Girişim, Hazar Denizi'ni Akdeniz'e ve Basra Körfezi'ne bağlayarak Ermenistan, Türkiye, Azerbaycan, İran ve Gürcistan arasında ticaret, enerji ve insan akışını kolaylaştırmak için önemli ulaşım ve iletişim altyapısı yatırımları öngörüyor.
İranlı yetkililer ise dönem dönem yaptığı açıklamalarla projeyle ilgili kaygılarını gündeme getiriyor.Tahran başından beri Kafkaslarda "jeopolitik değişiklikler" istemediğini belirterek projeye karşı çıkıyor. İran, koridorun Ermenistan'a doğrudan kara erişimini kesebileceğinden endişe ediyor.
Eylül 2024'te İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi projeyle ilgili, İran'ın komşu ülkelerinin sınırlarında herhangi bir değişikliğin ülkesi için kırmızı çizgi anlamına geldiğini ve "tümüyle kabul edilemez" olduğunu söyledi. Arakçi'nin tepkisi, Rusya'nın Azerbaycan ve Ermenistan arasında bir barış anlaşması üzerinde mutabakatın sağlanması ve karadan bir koridor açılmasına yönelik çalışmalar konusunda "iletişimin açık tutulmasından" yana olduğunu açıklamasından sonra geldi.
Trump Köprüsü” olarak anılan proje bölgedeki Rusya, İran ve Çin etkisini sınırlandırmayı hedeflerken, Türkiye ile Azerbaycan’ı ABD’ye bağımlı kılma amacını taşıyor. Uzmanlar, projenin sadece Zengezur ile sınırlı kalmayıp, Suriye, Karadeniz ve Doğu Akdeniz’deki Amerikan stratejileriyle entegre olduğunu vurguluyor. İran ve Rusya ise projeye karşı çıkarak, ABD varlığını bölgesel güvenlik tehdidi olarak görüyor. Türkiye bu karmaşık dengelerde sıkışmış durumda; ABD ile yakınlaşmaya çalışırken Rusya-İran ekseninde yer alamıyor. Bölgede barış ve işbirliğinin sürdürülebilmesi için Türkiye, Azerbaycan, Ermenistan, İran, Rusya ve Gürcistan’ın oluşturduğu “3+3 Güney Kafkasya Platformu” önem taşıyor
Beyaz Saray Sözcü Yardımcısı Anna Kelly, telekonferansla basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Kelly, Azerbaycan ve Ermenistan’ın ABD ile siyasi, ekonomik ve ticari ilişkilerinin derinleşeceğini, yeni ikili anlaşmalarla işbirliğinin artacağını söyledi. “Anlaştıkları yol haritası, her iki ülkeye ve Güney Kafkasya bölgesine fayda sağlayacak işbirliğine dayalı bir gelecek inşa edecek.” diyen Kelly, bölgenin ticaret, transit ve enerji potansiyelinin ortaya çıkarılacağını vurguladı. Kelly, tarafların Zengezur Koridoru konusunda da mutabakata varacağını belirtti.
Rusya için jeopolitik anlamda büyük bir kayba işaret ediyor; zira Azerbaycan-Ermenistan arasındaki eski transit rolü kaybetmiş oldu. İran ile ilişkiler hassaslaşırken, Rusya’nın güvenlik garantörlüğü de zayıflayabilir. Zengezur Koridoru fikri, Rusya'nın eski Sovyetler sonrası bölgedeki nüfuzunu yeniden tesis etme aracı olarak görülüyordu. Fakat TRIPP ile birlikte, ABD bu güzergâh üzerinde kontrolü ele alarak Rusya’nın bölgedeki etkisinin ciddi şekilde azalmasına yol açabilir. Time ve Washington Post gibi yayınlar bu yeni anlaşmanın “Rusya ve İran için jeopolitik bir geri adım” olduğunu, Moskova’nın hâkimiyeti zayıflatabileceğini vurguladı.( Hemen belirtelim ki Putin bir şeyler almasa buna göz yummazdı. (YN)
Ülkemiz açısında duruma bakalım: Türkiye içinse Zengezur Koridoru (ve TRIPP sonrası benzer düzenlemeler) birçok alanda stratejik fırsat yaratabilir.
Yeni anlaşma, Türkiye’yi Orta Koridor’un (Middle Corridor) merkezine yerleştiriyor. Bu rota, Orta Asya ile Avrupa arasında yeni bir bağlantı hattı sunarak, lojistik, ticaret ve enerji akışlarında Türkiye'yi kritik transit ülke haline getiriyor. Türkiye-Azerbaycan ulaşımı halihazırda İran ve Gürcistan güzergâhları üzerinden yürütülüyor. Koridor İran ve Gürcistan'a bağımlılığı azaltabilir ve yolu kısaltarak maliyeti düşürebilir. Bytes Europe’un analizine göre, bu koridor Türkiye’nin Doğu ile Avrupa arasındaki ticaret ve enerji akışını yönlendirme kapasitesini artırarak yılda 10 ila 15 milyar dolar ek transit geliri yaratabilir. Polonya merkezli PISM analizine göre de koridor, Türkiye’nin Güney Kafkasya’daki etkisini artıracak. Ancak bu durum, İran ile ilişkilerinde gerilime neden olabilir.
Kaynaklar: 10 Ağustos Gazete haberleri, 8 Ağustos Cağla Uren yazısı
Türkiye ile Nahçıvan arasında “umut köprüsü” denilen kapı ise 1992’de açılabildi.
İbrahim AYAN